3.1 - Kuidas teie Kuu laager kaitseb ja pakub teie astronautidele kaitset ja kaitset Kuu karmi keskkonna eest.
Tõlge:
Materjalid, mida me kasutame oma Kuu laagris, on konstrueeritud nii, et need ei häviks meteoriidi kokkupõrke korral. Lisaks sellele suudavad riided, mida meie astronaudid kannavad, meie astronaute väga mugavalt kaitsta mis tahes negatiivse sündmuse eest. Me ei võtnud mingeid ettevaatusabinõusid kraatrite alla jääva osa jaoks, st seal, kus on meie ruumid, sest mis tahes negatiivne sündmus ei mõjuta maapinda.
Originaaltekst:
Ay kampımızda kullanacağımız malzemeler herhangi bir göktaşı çarpma olasılığında yıkılmayacak şekilde tasarlanmaktadır. Ayrıca astronotlarımızın üzerlerine giyecekleri kıyafetler de astronotlarımızı herhangi olumsuz olaydan çok rahat bir şekilde koruyabilecektir. Kraterlerin altında kalan kısım yani odalarımızın olduğu kısma bir önlem almadık çünkü herhangi olumsuz olay yerin altını etkilemeyecektir.
3.2 - Kuul on ressursse väga vähe, kuid pikkade Kuu missioonide ajal ei saa astronaudid loota Maalt tulevatele varustusmissioonidele. Selgitage, kuidas teie Kuulaager tagab astronautidele jätkusuutliku juurdepääsu põhivajadustele, nagu vesi, toit, õhk ja energia.
Tõlge:
VEE
Esmalt tarbitav vesi tuuakse Maal asuvatest allikatest. Oletame, et Maa veevarud on ammendunud. Sel ajal loome oma veevarud ise, viies kraatris oleva veejää joogiks sobivasse konsistentsi. Sel viisil, isegi kui meil ei ole ühendust Maaga, on meie veevarud meie käes.
FOOD
Me katame oma toiduvajaduse ehitatud kasvuhoonest. Meie kasvuhoones saame kasvatada rediseid, salatit, spinatit, porgandeid ja kartuleid. Sest need köögiviljad on nii tervislikud kui ka kiiremini kasvatatavad kui teised köögiviljad. Nii suudame oma toiduvajaduse kiiresti rahuldada. Samuti peame toitu tooma Maalt. Sest ükskõik kui kiiresti need köögiviljad kasvavad, võtab see aega. Selle kasvu ajal toidame end toitainetega, mida toome Maast.
AIR
Selle probleemi lahendamiseks on mitmeid meetodeid. Üks neist on hapnikuballoonid, mille me Maalt kaasa tõime. Teine meetod on elektrolüüsi meetod. Elektrolüüsi meetod on meetod, mille abil saame vesiniku ja hapniku, eraldades vees olevad elemendid. Elektrolüüsi meetodil saame vett ka vee jääst. Sel viisil, kui meie astronautide hapnikuballoonid saavad otsa, saavad nad elektrolüüsi abil ellu jääda, ja ka nii, et meie taimed kasvuhoones võtavad sisse süsihappegaasi ja annavad välja hapnikku.
POWER
Arvutid, ahjud, külmikud ja muud sarnased esemed meie laagris töötavad elektriga. Selle elektri saamiseks kasutame meie päikesepaneele. Nii saame taastuva energiaallika ja saame tõhusamalt töötada.
Originaaltekst:
SU
En başta tüketilen su Dünya'daki kaynaklardan getirilmiş olacak. Dünya'dan gelen su kaynaklarının tükendiklerini varsayalım. O vakit kraterde bulunan su buzlarını içmek için uygun bir kıvama getirerek su kaynaklarımızı kendimiz oluşturacağız. Bu sayede Dünya'yla bağlantımız olmasa bile su kaynaklarımız elimizde olacak.
YEMEK
Yemek ihtiyacımızı yaptığımız seradan karşılayacağız. Seramızda turp, marul, ıspanak, havuç ve patates yetiştirebileceğiz. Çünkü bu sebzeler hem sağlıklı hem de diğer sebzelere göre daha hızlı yetiştirilebilecek sebzelerdir. Bu sayede hızlı bir şekilde yemek ihtiyacımızı karşılayabileceğiz. Ayrıca Dünya'dan da besin getirmemiz gerekecek. Çünkü bu sebzeler ne kadar hızlı büyüseler de biraz zaman alacaktır. Bu büyüme sırasında Dünya'dan getireceğimiz besinlerle besleneceğiz.
HAVA
Bu sorunumuz için birçok yöntem var. Bir tanesi Dünya'dan getirdiğimiz oksijen tüpleri. Diğer bir yöntem ise elektroliz yöntemidir. Elektroliz yöntemi suyun içindeki elementleri ayırarak hidrojen ve oksijen elde edebildiğimiz yöntemdir. Elektroliz yöntemindeki suyu da su buzlarından elde edebiliriz. Bu sayede astronotlarımızın oksijen tüpleri bittiğinde elektroliz yöntemiyle ve ayrıca seradaki bitkilerimizin karbondioksit alıp oksijen vermesiyle de hayatta kalabilirler.
GÜÇ
Kampımızda bulunan bilgisayarlar, fırın, buzdolabı ve benzeri eşyalar elektrikle çalışmaktadır. Biz de bu elektriği elde etmek için güneş panellerimizi kullanacağız. Bu sayede yenilenebilir enerji kaynağımız olacak ve daha verimli çalışabileceğiz.